6 Ağustos 2013 Salı

Ergenekon İftirası ve 12 Eylül Referandumu || İlker Başbuğ

Bugün günlerden 6 Ağustos 2013 Perşembe.. Bu tarih bundan uzun yıllar sonra hafızalarda canlandığında bir destanın başlangıcının kalplerde bıraktığı o ürperti aynı bugün gibi hissedilecek.

Bundan 5 sene önce yargılama süreci başlatıldığında dün verilmiş olan kararların ne olacağı belliydi biliniyordu. Çünkü ergenekon dosyası bir hayalden ibaretti ve bu hayalin sonunda olacaklar tabii ki gerçeği adaleti yansıtmayacaktı.

Bu dava bir intikamdır, bu dava kin dolu kalplerin vatanseverlere attığı bir tokattır, bu dava bizleri uyandıracak bir filmdir aynı zamanda.

Çok farklı görüşlerden yüzlerce kişinin yargılandığı bir davanın, tek ideolojisi olması gereken sözde bir terör örgütü iddiasını taşıması ne kadar gerçektir?

Evlerinde vicdan telleri titremeyen ne kadar çakal vardır, sevinen, iyi oldu diyen.. ve sıra kendilerine geldiği gün adaletin ayaklarını öpecek olan kaç tane köpek vardır..

12 Eylül 2010 tarihinde halkın önüne, halkın anayasasını oluşturmak istiyoruz diyerek devletin bütün kurumlarına sıçrayan kanseri zincirlerinden koparacak bir yalan getirildi. Bazıları yandaştı bazıları karşıydı, birde yetmez ama evetçiler vardı, bu ülkeye ne kadar zarar vereceklerinin farkında bile olmayan..

Adaletle hıyaneti ayıran yüzde 7'lik bir uykuydu, yüzde 7'lik bir yalan.. Koyun sürülerine katılan yetmezcilerle ulaşılan bu güç artık vatanseverlerin boğazına saplanmaya hazırdı. Adalet sistemi çöktü, o hakimler o savcılar o anayasa mahkemesi anlamsızlaştı.

Yüzlerce vatan sever müebbete varan cezalarla zindanlara hapsedilirken, tecavüzcüler dışarıda halkın vicdanına saldırmaya devam etmekte. Tecavüzcü ne demekse bu kararların alınmasında emeği geçen o referandumda evet diyende aynı şeydir, hükümette aynı şeydir, cemaatte aynı şeydir, iman sahibi dürüst insanların gözünde.

Şimdi bir nefret bir kin savaşı başlattılar sonunda bizleri kazanacağı ve onların fikirlerinin asılacağı kendilerinin cezalandırılacağı. Günler çabuk geçmeyecek belki ama hak yerini bulduğunda herkes görecek adaletin anlamını.

Bir çok mahkum var, hepsinin yeri zihinlerimizde hazır ve daim. Ama biri var ki ne desek yetmez..

İlker Başbuğ.. Komutanım.. Türk ulusunun en kutsalı mahremi namusu olan büyük Türk ordusunun başkomutanı bugün terörist suçlamasıyla müebbet hapis cezasına çarptırılmış, bir köpek İmralıdan havlayarak devleti yönetirken..

Bunun anlamı çok derindir. Bu nefretten çok çok ötede tarihle bir hesaplaşmadır. Şimdi herkes diyor ki madem bu adam suçluydu siz bunu niye atadınız? Onlar atarlar tabi çünkü hesaplaşacakları birşey var, kapatamadıkları bir defter, yenemedikleri ve asla yenemeyecekleri biri var.

5 Ağustos günü Mustafa Kemal ATATÜRK'ün başkomutanlık görevini aldığı gündür ve bu hain, bu paraya tapan, bu dini satan, bu vicdan tecavüzcüleri, bu yüzden İlker Paşamı başa getirirler, çünkü onun başkomutanlığını onun Kemalist düşüncelerini hapsederek, Atamızın hatırasına büyük bir kalleşlik yapmaktan başka bir düşünceleri yoktur.

Bu kararlar hem bugünün aydınlarıyla hemde geçmişin kahramanlarıyla hesaplaşma davasıdır.
Bugünle beraber bizim davamız da bu hainlere bu topraklarda yatacak yer bırakmama davasıdır.

Erol KÖK

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder